Cennete Çevirdim Burayı

 



Denizi Ayrı Deniz

Yanaklarımda hissetmeyi unuttuğum yaşlar süzülür
Eski sıcaklığında değil elbet
Kendini kaya gibi sananlar ne kırılgandır
Onlardan kaçarım koşar adım
Özgür olacağımı sanmıştım
Elimde ondan başka bir şeyim yokmuş zaten
Soluğu yumuşacık yoldaşlarımda alırım
İnsanla yaşamasını öğrendim benden dirayetlisini görünce
İnat ettim inat!
Bir ötekini her zaman anlamak,
Bir durakta yırtık afişte anlatılmak istenen
Aşkını bir amaç uğruna bırakanlar için
Gıptayla bakıyorum ağlayarak gidenlere
Kafese giremeyecek kadar uzağım aşktan
Kaygılanmalıdır belki yarından korkan
Çalışır değirmen durmadan, durmadan, durmadan...
Öğütür buğdayları devamlı, devamlı, devamlı...
Bakarım ki yetersizdir unu taşıyamıyorsan
Bu yüzden bazı ayrılıklar üzmedi hiç beni
En çok saygıyı onlara duydum
Kaygılarımı evden almayı unuttuğumdan
Dostların bildiği eller vardır bende olmayan
Yeni dostları tanıyalım hep
Her gece bir başkasıyla mahsur kalalım
Ona hiç yeni olmayan, yeni olsun benim için
Gelip gitmesini de bilsin.
Denizi aynı deniz, havası aynı hava kalsın
Öğrendim dalların yüksekliklerinden:
Her ağlayış, her geç kalış ne hoş
Her sevişme bir öncekinden başka terlemek
Her sevişmede bir öncekinden başka vücuda sahip olmak
Sanat böyle bir şey olsa gerek
Bir gün hüzün bir gün huzur sardığını bilmek
Gideceğim memleket de böyle olacak
Denizi ayrı deniz, havası ayrı hava olan
Kendime ait odamdan başka arzum olmadığı,
Gelip giden misafirlerimden
Ve onların değiştirdiğim çarşaflarından memnun olduğum.
Çakılı kalmaktan başka korkum yok aynı yatağa
Çakılı kalan bir diğer insanla
Bilmek ve bilmemek istiyorum her şeyi
İçim dolu dolu bununla
Bulutlardan kuru toprağa duyurdum bunları
Yukarıdaki yoksa bile içimdeki öyle
Cehennemdeysem bile cennete çevirdim burayı