Aşık olabilen kızların kız öfkesi
Neşeyi Çuvallayan Yargılar
I
Elbet yaşarken renkler değişecek
Dünya bir sabah, bir akşamdan öte öğledir de
Yalnız insana yakışmaz geçip giden griler.
Bu öyle kaypakçadır, öyle vicdansızcadır ki
Dörtyola girdi mi işler değişir.
O çok iyi araba kullanan kadınlar;
Bordo ruju, ısıtmayan ceketiyle,
Çekmecesinde belirsiz ehliyetini bulamayabilir.
Hiçbirinin trafik ışığında sarısı yoktur.
Sarıda bekleyen, ona yolunu bildirmeyenleri vardır.
Hiçbir şey bilmeyen, her şeyi bilen adamlar,
Onlar en fevri duygularıyla
Parlak bir neşeden kapkara birçok öfke üretirler.
Bunu görür bazıları, bazıları görmek ister, bazıları görmek istemez.
II
Ben,
Şimdi neyi kazanmak istediğimi bilmediğim bir savaştayım.
Atım var, lakin kılıcım yok.
Öyle aç, açıkta, mağlubiyeti kesin,
Kelimelerine sığınamamış bir şairim.
Sözcüklerim bağlı gönlümdeki elvermeyişin karşısında.
Kumbaramda biriktiriyorum anlatacaklarımı.
Yeri gelince kır, dinlemeye lütfet.
Anlar da hatanı, gelmek istersen yanıma
Aldanmak ve aldatmak dağlarının eteğinde oturuyorum.
Hâlâ zihnindeki suretine dahi güzel görünmek,
Seni ağladığımda bile güldürmek istiyorum.
Senin topun var, tüfeğin var.
Kırıcı konuşmuyorsun elbet, benim kırılmaya nazır inceliklerim var.
Bir devenin hörgücüysen de eğilebilirim.
Yara olduysan zırhın olur, siper ederim.
Ne de olsa handikapı olmaz hiçbir şairin aşk denen illete.
Bariz galibiyetsiz savaşın kaybedeni
Üç harf saldırıda imgelere, sözlere...
Taaruz etmeyecek fayda bilakis.
III
Aşk,
Onu düşünmek için yatağa erken çekilmekmiş.
Kızgın insanların yanında bile kızgın bir delikanken sen, Leyla oluverebilmekmiş.
Yavaşça öldüren hastalığına teslim olmak.
Kırmızıda bile bile geçen öfkeli bir maganda,
İlaçlarımı almayı şiddetle reddediyorum.
Her gün öğrenmeye açık bir aşk şairi olarak
Her gün öğüdümü alıyorum yetemeyeceğim aşkından.
Korkuyorum şimdi, koku kokuyu tanımaz mı diye.
Ya beni eteklerin arasında unutursan,
Geldin ama gidesin tuttuğunda, kıramadığından kalırsan,
Diye aklım çıkıyor yerinden.
Bazen konuşamam da, ya beni gözümden anlamazsan?
Su gibi muhtaçken ben sana,
Su gibi akıp gelmeyecek misin bana?
Böyle çetin kaygılarımla olsam dahi teslimiyette değilim.
Kız neşemi yok etmene izin vermeyeceğim elbet.
Ama hoyrat, aksi yönümü de esasına kızdıracağım.
Şeytanla dost olmaksa da bu,
Cehennemden şenimi sevincimi eksik etmeyeceğim.
IV
Matemim ölmeyi düşünmüyor nicedir fakat
Ölmeye çok yakın sokaklarda gezdiriyor beni.
Dudaklarının dudaklarıma biçtiği her an
Hem yaşayan hem ölen biriyim.
Hem cesur hem korkak.
Hem azgın hem durgun.
Hem ateşten hem sudan.
Kalbim kalbine kanat çırpar.
Periler gölgelerinden beni sana getirir.
Çocukluğun cıvıldaklığında dolanan sersem bir adamsan,
Anan ben değilim lakin yaranı kapayan benim.
Okuduğun her fabl, öğütlerini bana fısıldıyor bu yüzden.
Bir şikayetim yok sırat köprüsünden.
Cennetteyim ancak öldüm nitekim.
Savrulan rüzgar güldüyse ne âlâ ona.
Dalları yok ki incinsin, evi yok ki terk etsin.
Yolumu bulamamış iyi bir şoför isem yolum olmayışındandır.
Dağların eteğinde arabamı süremedim diye
Vaz mı geçecekti aşk şairleri dizelerinden?
Eee, kızlığın patavatsızlığı sardı dumanlı bacayı.
Ancak kırık kadınlar yazar bu sallantıları.